Çin, laboratuvar sızıntısının Kovid’e neden olduğu iddiasını yalanladı

Pazartesi günü Çin, ABD’yi koronavirüs pandemisini yeniden siyasallaştırmakla suçlayarak, Enerji Bakanlığı’nın Kovid’in dünya çapında yayılmasına tesadüfi bir laboratuvar sızıntısının neden olduğu sonucuna vardığına dair raporlara yanıt verdi.

Suçlama, iki süper güç arasındaki rekabet derinleşirken bilimsel olduğu kadar siyasi boyut da kazanan iki ülke arasındaki virüsün kökeni konusundaki söz savaşına son darbeyi vurdu.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, Enerji Bakanlığı’nın vardığı sonuca göre, “Covid takibi siyasileştirilmemesi gereken bilimsel bir meseledir” dedi. Daha sonra ABD’ye “Çin’e iftira atmayı bırakması” çağrısını tekrarlayarak laboratuvar sızıntısı teorisini gündeme getirdi.

Çin’in tepkisi, bu ayki casus balon olayının ardından Washington ile Pekin arasında artan sürtüşmeye ve ABD’nin Çin’in Rusya’ya Ukrayna’da kullanılmak üzere silah ve mühimmat tedarik etmeyi düşündüğü yönündeki suçlamalarına katkıda bulunuyor.

Aynı zamanda, Washington’daki milletvekillerinin Çin Rekabeti üzerine yeni seçilen Meclis Komitesi ile Çin’i incelemelerini artırdıkları bir zamanda geliyor. Buna ek olarak, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Salı günü Çin Komünist Partisinin “saldırganlığının” durdurulması konusunda bir oturum düzenleyecek.

Koronavirüsün nereden kaynaklandığına dair tartışma, kısmen Çin hükümetine duyulan güvensizlik ve şeffaflık eksikliğinin yanı sıra Trump yönetimi tarafından desteklenen Çin karşıtı söylem ve komplo teorilerinden kaynaklanan oldukça bölücü olmaya devam ediyor. Çin ilaveten, Kovid’in ABD’nin biyolojik silah programlarının bir ürünü olabileceğini öne süren komplo teorileri de yaydı.

Bazı bilim adamları, bugün mevcut olan en ikna edici kanıtların, virüsün Çin’in Wuhan kentindeki büyük bir pazarda tutulan canlı hayvanlardan geldiğine dair en yaygın teoriyi desteklediğini söylüyor. Pandemiyi doğrudan laboratuvara bağlayan hiçbir kanıt ortaya çıkmadı.

Bununla birlikte, Wuhan’daki yüksek düzeyde bulaşıcı hastalık araştırma tesisi olan Wuhan Viroloji Enstitüsü ve Wuhan CDC laboratuvarı nedeniyle laboratuvar sızıntısı şüpheleri devam ediyor.

Bazı bilim adamları, Wuhan Viroloji Enstitüsü’nün riskli deneyler yürüttüğünü söylüyor. Laboratuvar başkanı ve üst düzey bir Çinli virolog olan Shi Zhengli, 2021’de The Times ile yaptığı kısa bir röportajda sızıntı iddialarını yalanladı.

“Kanıtı olmayan bir şey için nasıl kanıt sunabilirim?” dedi.

Çin, laboratuvar sızıntısı teorisini, Çin’i karalamak için tasarlanmış siyasi amaçlı dezenformasyon olarak defalarca reddetti. Teorinin bilimsel gerçeklerde hiçbir temeli olmadığı söyleniyor ve 2021 Dünya Sağlık Örgütü’nün pandeminin bir Çin laboratuvarından tesadüfen çıkmasının “pek olası olmadığını” bulan bir raporuna işaret ediliyor.

Çin’in projeye dahil olan bilim adamlarının yarısını atayarak bulgularını büyük ölçüde etkilediğine inanıldığından, koronavirüsün kökenini araştıracak rapor çok tartışma konusu oldu.

Salgını kontrol altına almak için daha fazlasını yapmadığı için yaygın eleştirilerle karşı karşıya kalan Çin, virüsün Fort Detrick’teki bir ABD askeri laboratuvarında yapılan araştırmanın sonucu olabileceğine dair bir komplo teorisi yayarak suçu başka yöne çevirmeye çalıştı. ilk olarak Mart 2020’de yapıldı ve bu ayın başlarında bir dışişleri bakanlığı sözcüsü tarafından tekrarlandı.

Enerji Bakanlığı’ndaki yeni istihbarat, virüsün nasıl ortaya çıktığı konusundaki kararsız konumunu değiştirmesine neden oldu. Yetkililer bu istihbaratı paylaşmadı, ancak teşkilatın yalnızca “düşük güven” ile sonuçlandırdığını söyledi.

ABD casus teşkilatları virüsün kökeni konusunda hemfikir değil. Ulusal istihbarat ofisi direktörünün Ekim 2021’de yaptığı duyuruya göre FBI, virüsün Vuhan Viroloji Enstitüsü’nden çıktığı konusunda orta düzeyde bir güvenle sonuca varırken, diğer dört ABD istihbarat teşkilatı ve Ulusal İstihbarat Konseyi, Covid’in doğal bulaşma yoluyla meydana geldiği konusunda düşük bir güvenle sonuca vardı. .

Olivia Wang araştırmaya katkıda bulunmuştur.