Netanyahu’nun İsrail’deki kargaşa üzerindeki kontrolü zayıflıyor
Netanyahu’nun müttefikleri, Netanyahu’nun bu birbiriyle çelişen talepleri dengeleyebileceği konusunda ısrar ediyor.
Netanyahu’nun kabinesinde bir görevi olmayan bir bakan olan May Golan, “Başbakan Netanyahu’yu tanıyan herkes, özellikle kişisel ve siyasi yeteneklerinin söz konusu olduğunu bilir” dedi.
Kabinedeki dairelerin raporlarına taviz verdi.
Bayan Golan, “Medyada yayınlananlar ile koalisyonun devam eden yönetimi arasında büyük bir uçurum var” dedi. “Koalisyonumuz, aynı hedeflere, aynı değerlere ve aynı hedeflere sahip homojen, sağcı, Siyonist bir koalisyondur.”
Bazı analistler, Bay Netanyahu’nun aşırı sağcı müttefiklerinin, onsuz iktidara giden çok az yol olduğunu bildikleri için onu terk etmeyeceklerine inanıyorlar. Ancak eleştirmenler, hem hükümetinin hem de ülkenin kontrolünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor.
Pazar günü Ürdün’de Filistinli liderlerle görüşmek üzere bir elçi göndermek gibi Başkan Biden’ı yatıştırmak için attığı her adım, aşırı sağcı müttefiklerini kızdırıyor ve onları karşı önlem almaya teşvik ediyor.
Netanyahu’nun bu hafta Batı Şeria yerleşimci saldırılarını eleştirmesinin ardından, ulusal güvenlik bakanı Itamar Ben-Gvir, hükümetin “cihat siyaseti” olarak adlandırdığı şeye son verilmesi çağrısında bulundu. Bay Ben-Gvir ilaveten yasadışı yerleşim yerini ziyaret etti ve güvenlik güçleri oraya taşınan göçmenleri tahliye etse bile yerleşimin yerinde tutulması çağrısında bulundu.
Bay Netanyahu’nun stratejisinin doğasında var olan çarpıtmalar, Pazar günü Biden yönetiminin İsrailliler ve Filistinlilerin yeni yerleşim duyurularının dondurulması da dahil olmak üzere bir dizi gerilimi azaltma önlemi üzerinde anlaştıklarını açıkladığında özellikle belirgin hale geldi. Saatler sonra, Netanyahu’nun sağ kanadından gelen eleştiriler arasında, İsrail hükümeti “inşaat dondurma” ve “İsrail politikasında değişiklik olmadığını” söyledi.
“O mu kaplana biniyor yoksa kaplan mı ona biniyor?” Başka bir Netanyahu biyografi yazarı olan Ben Kaspit, Şubat ayı ortasında Maariv gazetesinde bir köşe yazısında sormuştu.