Bahar Dönüyor – New York Times
Sabahları hava karardığında kalkmayı, karanlıkta uykulu bir şekilde dolaşmayı, çalışmayı, kahve içmeyi ve dikkatim dağılmadan müzik dinlemeyi severim. Görsel gürültüyü engelleyen ışıkları kapatıyorum. Dışarıda sadece ay, belki bir komşunun oturma odası duvarında mavi-yeşil titreşen televizyonu.
Şafak öncesi tercihim orijinal değil ama derinden hissediliyor. Derinden hissedilen bu tercihleri, sevdiğimiz ve nefret ettiğimiz küçük şeyleri ve her birinin kendi başına önemsiz olduğunu, ancak toplu olarak ele alındığında tüm kişiliği oluşturduğunu düşünüyorum.
Bu hafta bir arkadaşımla bahar zamanı hakkında şakalaştık. “İlerlerken”, uyum sağlamanın, sabahları aceleci hissetmeyi bırakmanın, bir saati “kaybetmenin” haftalar sürdüğünü savundu. Bu kayıp saati yazın, yılın en sevmediği zamanı, sıcağı ve nemi habercisi olarak görüyor. Fazladan bir saat sabah karanlığının ve tamamlayıcı bir saat akşam ışığının tadını çıkararak, keyfi kazananı oynadım.
Sık sık Susan Sontag’ın sevdiği ve sevmediği şeylere dair bu listeyle karşılaşıyorum, sıradan ve sıra dışı olanın garip bir derlemesi:
Sevdikleri: ateşler, Venedik, tekila, gün batımları, bebekler, sessiz filmler, yükseklikler, kaba tuz, top şapkaları, büyük uzun tüylü köpekler, model gemiler, tarçın, kaz tüyü battaniyeler, cep saatleri, yeni biçilmiş çim kokusu, keten, Bach , Louis XIII mobilyaları, suşi, mikroskoplar, büyük odalar, çizmeler, içme suyu, akçaağaç şekerleme.
Sevmediği Şeyler: Bir apartman dairesinde yalnız uyumak, soğuk hava, çiftler, futbol oyunları, yüzmek, hamsi, bıyık, kediler, şemsiyeler, fotoğraf çekmek, meyan kökü tadı, saçımı yıkamak (veya yıkamak), saat takmak, ders vermek, puro içmek , mektup yazma, duş alma, Robert Frost, Alman yemekleri.
Tek başına ele alındığında, her öğe bir heves olarak kabul edilebilir, ancak liste bir kişinin ipuçlarını içeriyor – bebekleri seven ama çiftleri sevmeyen, biçilmiş çim kokusundan ve soğuğu sevmeyen bir kişi. (Bahar Ekinoksu partizan yoldaş, belki?) Açıklama yok, listenin anlamı esnek.